8 Şubat 2014 Cumartesi

Zülfü Livaneli / Doğdukları Yerde Ölenler

Doğdukları Yerde Ölenler 

Bozkırda bir kasabadan geçerken
Tozlu yolda iki sıralı kahveler
Öyle sakin kıpırtısız
Otobüsü süzerler
Doğdukları yerde ölenler

Sıcak öğle sonları, kan uykularda
Serinliği dipsiz kuyuların
Soğutulmuş testilerde sızıntı
Güneş birden devrilir gider
Ve geceleri titrek fenerler
Hiç şıkayet etmezler
Doğdukları yerde ölenler

Dağ başında bir köyde
Kar altında dal gibi bir kız
Munzur dağı gibi köye yazgılı
Çeşme başındakı gülüşmeler

Dünya onlar için dönmez
Bilmezler yol yorgunluğunu
Sesleri yankı bulur
Hep aynı kayadan, aynı saat diliminden
Düşlerinde Çin-ü Maçin'e giderler
Doğdukları yerde ölenler

Zülfü Livaneli

5 Şubat 2014 Çarşamba

Ömer Hayyam / Şarabı götürüp döksen bir dağa

Şarabı götürüp döksen bir dağa
Dağ sarhoş olur başlar oynamağa.
Ben ne diye tövbe edecekmişim
İçimi tertemiz eden şaraba?

Ömer Hayyam