27 Aralık 2012 Perşembe

Yahya Kemal Beyatlı / Sessiz Gemi


Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.


Yahya Kemal Beyatlı 

26 Aralık 2012 Çarşamba

ŞÜKRÜ ERBAŞ / AĞARAN BİR SUYUM

AĞARAN BİR SUYUM 

Nerden mi anlıyorum yaşlandığımı 
Kadınlar gittikçe daha güzel 

Güneş daha hızlı adımlıyor gökyüzünü 
Sular daha soğuk rüzgâr daha serin

Eskiden her konuda konuşurdum istekle
Bir geniş gülümsemeyle dinliyorum şimdi

Büyük yapılar ışıklı çarşılar bitti
Ara sokaklara salaş kahvelere gidiyorum

Kurtulmak için çırpındığım çocukluğu
Yeniden öğreniyorum çocuklardan şaşarak

Bütün sesler çın çın bir yalnızlık oluyor
İçimden geçenleri söyledim sanıyorum

Birisi bir şarkı söylemesin kederle
Tenimde bir titreme kirpiklerimde buğu

Kısa söz basit eşya kedi sevgisi
Aktıkça ağaran bir suyum zamanın ırmağında

Nerden mi anlıyorum yaşlandığımı
Kadınlar daha güzel kadınlar daha uzak...

ŞÜKRÜ ERBAŞ

25 Aralık 2012 Salı

Jorge Luis Borges / EĞER YENİDEN BAŞLAYABİLSEYDİM YAŞAMAYA


EĞER YENİDEN BAŞLAYABİLSEYDİM YAŞAMAYA
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum…
Ölüyorum…

Jorge Luis Borges

23 Aralık 2012 Pazar

Ahmet Hamdi Tanpınar / AĞLAMA


AĞLAMA 

Ağlama, gözleri kızarmış çocuk! 
Tek damla yaşın düşmesin yere. 
Bak, tek güzelliğimiz yokluk, 
Sana bir öğüt; ağlama boş yere. 

Ne olursa olsun hiçbir şey değmez, 
Senin bir damla gözyaşına. 
Ağlayana kimse boyun eğmez. 
Kimse bakmaz kimsenin yaşına. 

Ne kadar kötülük, pislik varsa; 
Sen her şeyi tertemiz öğren. 
Eğer yüzüne gözyaşı yağarsa; 
Seni garip sanır her gören. 

Ağlama sakın çocuk, ağlama! 
Korkmayana zarar gelmez, bunu bil. 
Sevgini hep söyle, sakın saklama. 
Aklından korkuyu, gözünden yaşı sil.

Ahmet Hamdi Tanpınar

22 Aralık 2012 Cumartesi

Ömer Hayyam / Kim senin yasanı çiğnemedi ki söyle?


Kim senin yasanı çiğnemedi ki söyle?
Günahsız bir ömrün tadı ne ki söyle?
Yaptığım kötülüğü, kötülükle ödetirsin sen,
Sen ile ben arasında ne fark kaldı ki söyle?

Ömer Hayyam

21 Aralık 2012 Cuma

Orhan Veli Kanık / İçkiye Benzer Bir Şey Var Bu Havalarda


İçkiye Benzer Bir Şey  Var Bu Havalarda


İçkiye benzer bir şey var bu havalarda
Kötü ediyor insanı, kötü...
Hele bir hasretlik oldu mu serde;
Sevdiğin başka yerde,
Sen başka yerde.
Dertli ediyor insanı, dertli.

İçkiye benzer bir şey  var bu havalarda,
Sarhoş ediyor insanı, sarhoş...
Orhan Veli Kanık

Özdemir Asaf / SENİ SEYREDERDİM

SENİ SEYREDERDİM
Saçların uçuşurdu rüzgârdan.
Yanından seni seyrederdim.
Güneş yakardı, deniz yanardı..
Sen konuşurdun, dinlerdim.

Gülerdin..
Susardın, düşünürdün.
Benimle el  ele yürürdün..
Yol biterdi.

Görmezdim seni..
Zaman yıl yıl geçerdi.
Uzaktan, çok uzaklardan
Seni seyrederdim.

Özdemir Asaf

20 Aralık 2012 Perşembe

Cahit Sıtkı Tarancı / Memleket İsterim


Memleket İsterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı Tarancı

Cahit Külebi / Hikaye

Hikaye 

Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz! 

Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!

Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!

Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkiyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!

Benim doğduğum köylerde
Şimal rüzgarları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!

Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!


Cahit Külebi

Ömer Hayyam / İsyan edip karşında duracağım, neredesin?

İsyan edip karşında duracağım, neredesin?
Karanlığı, ışığa yoracağım, neredesin?
İbadete karşılık cenneti alacaksam
'Bağış mı ticaret mi' diye soracağım, neredesin?

Ömer Hayyam

Ömer Hayyam / Sen bu dünyanın sırrına eremezsin

Sen bu dünyanın sırrına eremezsin
Erenlerin dilini de sökemezsin
Öyleyse iç şarabı, cennet et dünyayı
Öteki cennete ya girer ya giremezsin

Ömer Hayyam

18 Aralık 2012 Salı

Sabahattin Ali - Eskisi Gibi

Eskisi Gibi
Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.

Başkalarına gülsem de,
Senden uzakta kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sanavurgunum.

Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gerl sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum.

Gönlüm seninkine yardı,
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı...
Ben gene sana vurgunum.
 
Sabahattin Ali

Ömer Hayyam - Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz.


Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz.
Kuklacı 'felek' usta, kuklalar da biz.
Oyuna çıkıyoruz birer ikişer,
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.

Ömer Hayyam

17 Aralık 2012 Pazartesi

Âşık Erbabi / Pezevenk

Pezevenk

Dünya ahvâlinden haberi yoktur
Sohbeti din ile açar pezevenk
Komşusu aç iken kendisi toktur
Sanki melek olmuş uçar pezevenk!..

Karanlık işlerde zıplama ister
Evine granit kaplama ister
Dünya mektebinden diploma ister
İnsanlık dersinden kaçar pezevenk!..

Herkesin kabına çeşmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komşusunun yüzüne bakmaz
Selâmsız sabahsız geçer pezevenk!..

Sanırsın Allah'la akte oturmuş
Cennete giderken macun götürmüş
Hûriler'i dizip işi bitirmiş
Şimdi gılmanları seçer pezevenk

Aydınlığa düşman yobazın dölü
Hû çekerken şişmiş ağzında dili
Erbâbi, ülkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini saçar pezevenk!..

Âşık ERBABİ (1805 - 1884)

16 Aralık 2012 Pazar

Abdullah Harmancı / BAZI İNSANLAR

BAZI İNSANLAR
Bazı insanlar.
Bazı insanlara,
Bazı insanları hatırlatır.

Hatırlayanlar üzgündür.
Hatırlatanlar habersiz,
Hatırlananlar mı?

Onlar uzak bir şehirde,
Büyük ihtimalle hiç bir şey hatırlamamaktadırlar.

Abdullah Harmancı

10 Aralık 2012 Pazartesi

Orhan Veli Kanık / Ben Ne Zaman

Ben ne zaman
Öyle durup dururken
Öyle damdan düşer gibi
Açıp seni okumaya başlasam
Anlıyorum ki,

Bahar gelmiş
Anlıyorum ki,
Kaçmak sürüklenmek vakti
Dolaşmak Galata'da, Hisar'da
Bırakmak işi gücü
Unutmak ekmeği tuzu
Çıkarıp potinleri
Denize daldırmak vakti
Yalın ayakları.

Ben ne zaman
Öyle durup dururken,
Öyle damdan düşer gibi
Açıp seni okumaya başlasam
Anlıyorum ki
Mahvolmuşum…

Orhan Veli Kanık

8 Aralık 2012 Cumartesi

Dorothy Law Nolte/Doğan CüceloğluÇocuk - Nasıl Öğrenir

Çocuk Nasıl Öğrenir

Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,
“Kınama ve ayıplamayı öğrenir.”

Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,
“Kavga etmeyi öğrenir.”

Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,
“Sıkılıp utanmayı öğrenir.”

Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse,
“Kendini suçlamayı öğrenir.”

Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse,
“Sabırlı olmayı öğrenir.”

Eğer bir çocuk desteklenip, yüreklendirilmişse,
“Kendine güven duymayı öğrenir.”

Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse,
“Takdir etmeyi öğrenir.”

Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse,
“Adil olmayı öğrenir.”

Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse,
“İnançlı olmayı öğrenir.”

Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,
“Kendini sevmeyi öğrenir.”

Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,
“Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.”

Dorothy Law Nolte
Çeviri: Doğan Cüceloğlu

Aziz Nesin - Dar Dünya

Dar Dünya 

Yüreğim gövdeme sığmıyor
Gövdem odama
Odam evime sığmıyor
Evim dünyaya
Dünyam evrene sığmıyor... Patlayacağım

Acımın acısından susmuşum
Ki suskunluğum göklere sığmıyor
Böyle bir acıyı kimlere nasıl anlatacağım
Gönül dar geliyor sevgime
Kafam beynime...  Ah şakaklarım!
Çatlayacağım
Anladım artık anladım
Kimselere anlatamayacağım

Aziz Nesin

6 Aralık 2012 Perşembe

Özdemir Asaf / Seni Saklayacağım

Seni Saklayacağım

Seni saklayacağım inan 
Yazdıklarımda, çizdiklerimde, 
Şarkılarımda, sözlerimde. 

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek 
Ve kimseler görmeyecek seni, 

Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.

Özdemir Asaf 

4 Aralık 2012 Salı

Âşık Erbâbi - Pezevenk

Âşık Erbâbi'den Pezevenk

Dünya ahvâlinden haberi yoktur
Sohbeti din ile açar pezevenk
Komşusu aç iken kendisi toktur
Sanki melek olmuş uçar pezevenk!..


Karanlık işlerde zıplama ister
Evine granit kaplama ister
Dünya mektebinden diploma ister
İnsanlık dersinden kaçar pezevenk!..

Herkesin kabına çeşmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komşusunun yüzüne bakmaz
Selâmsız sabahsız geçer pezevenk!..

Sanırsın Allah'la akte oturmuş
Cennete giderken macun götürmüş
Hûriler'i dizip işi bitirmiş
Şimdi gılmanları seçer pezevenk

Aydınlığa düşman yobazın dölü
Hû çekerken şişmiş ağzında dili
Erbâbi, ülkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini saçar pezevenk!..

Âşık ERBABİ

Orhan Veli KANIK / BENİ GÜZEL HATIRLA

BENİ GÜZEL HATIRLA
Beni güzel hatırla 
Bunlar son satırlar 
Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından 
Ya da bir yağmur, sel oldum sokağında 
Sonra toprak çekti suyu, kaybolup gittim 

Belki de bir rüyaydım
Senin için...
Uyandın ve ben bittim

Beni güzel hatırla
Çünkü sevdim seni ben her şeyini
Sana sırdaş oldum, dost oldum, koynumda ağladın
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini
Beni üzdün kınamadım
Alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım

Beni güzel hatırla
Sayfalarca mektup bıraktım sana
Şiirler yazdım her gece
Çoğunu okutmadım
Sakladım günahını, sevabını içimde
Sessizce gittim, senden öncekiler gibi sen de anlamadın.

Beni güzel hatırla
Sana unutulmaz geceler bıraktım
Sana en yorgun sabahlar
Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka
Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye
Vedalar bıraktım duraklarda
Ne arasan bir sevdanın içinde
Fazlasıyla bıraktım ardımda

Beni güzel hatırla
Dizlerimde uyuduğunu düşün
Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı
Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne
Alnından öptüğüm dakikaları
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğini düşün
Şaşırtmayı severim biliyorsun
Bu da sana son sürprizim olsun
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum

Beni güzel hatırla

Gidiyorum.

Orhan Veli KANIK